ALAŞEHİR HAVA DURUMU
Ücretsiz Esnaf Destek Hattı (0236) 653 50 00

Mevzuat

AlaşehirESO

213 Sayılı Vergi Usul Kanunu

- +
213 Sayılı Vergi Usul Kanunu

VERGİ USUL KANUNU
Kanun Numarası : 213
Kabul Tarihi : 4/1/1961
Yayımlandığı Resmî Gazete : Tarih : 10/1/1961 Sayı : 10703
11/1/1961 10704
12/1/1961 10705
Yayımlandığı Düstur : Tertip : 4 Cilt : 1 Sayfa : 1037

Tamamını pdf olarak indirmek için tıklayınız.

https://www.mevzuat.gov.tr/MevzuatMetin/1.4.213.pdf

Bu Kanunun yürürlükte olmayan hükümleri için
bakınız “Yürürlükteki Bazı Kanunların Mülga
Hükümleri Külliyatı”, Cilt: 2 Sayfa: 599
Bu Kanun ile ilgili olarak Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe giren
yönetmelik için, “Yönetmelikler Külliyatı”nın kanunlara göre
düzenlenen nümerik fihristine bakınız.
GİRİŞ
Kanunun Şümulü
Madde 1 – Bu kanun hükümleri ikinci maddede yazılı olanlar dışında, genel bütçeye giren
vergi, resim ve harçlar ile il özel idarelerine ve belediyelere ait vergi, resim ve harçlar hakkında
uygulanır.
Yukarıda yazılı vergi, resim ve harçlara bağlı olan vergi, resim ve zamlar da bu kanuna
tabidir.
Bu kanunun hükümleri kaldırılan vergi, resim ve harçlar hakkında da uygulanır.
Gümrük ve tekel vergileri:
Madde 2 – (Değişik: 23/1/2008-5728/271 md.)
Gümrük idareleri tarafından alınan vergi ve resimler bu Kanuna tabi değildir. Bu vergi ve
resimlerle ilgili olarak 27/10/1999 tarihli ve 4458 sayılı Gümrük Kanununun 242 nci maddesi
hükümleri uygulanır.
Vergi Kanunlarının uygulanması ve ispat:
Madde 3 – (Değişik: 30/12/1980-2365/1 md.)
A) Vergi kanunlarının uygulanması: Bu Kanunda kullanılan “Vergi Kanunu” tabiri işbu
Kanun ile bu Kanun hükümlerine tabi vergi, resim ve harç kanunlarını ifade eder.
Vergi kanunları lafzı ve ruhu ile hüküm ifade eder. Lafzın açık olmadığı hallerde vergi
kanunlarının hükümleri, konuluşundaki maksat, hükümlerin kanunun yapısındaki yeri ve diğer
maddelerle olan bağlantısı gözönünde tutularak uygulanır.
B) İspat: Vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya, ilişkin muamelelerin gerçek
mahiyeti esastır.
3476
Vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyeti yemin hariç her
türlü delille ispatlanabilir. Şu kadar ki, vergiyi doğuran olayla ilgisi tabii ve açık bulunmayan şahit
ifadesi ispatlama vasıtası olarak kullanılamaz.
İktisadi, ticari ve teknik icaplara uymayan veya olayın özelliğine göre normal ve mutad
olmayan bir durumun iddia olunması halinde ispat külfeti bunu iddia eden tarafa aittir.
BİRİNCİ KİTAP
Vergilendirme
BİRİNCİ KISIM
Genel Esaslar
BİRİNCİ BÖLÜM
Vergi Uygulanmasında Yetki
Vergi dairesi:
Madde 4 – Vergi dairesi mükellefi tesbit eden, vergi tarh eden, tahakkuk ettiren ve tahsil
eden dairedir.
(Değişik: 15/12/1990-3689/1 md.) Mükelleflerin, vergi uygulaması bakımından hangi
vergi dairesine bağlı oldukları vergi kanunları ile belirlenir. (Değişik ikinci cümle:14/10/2021-
7338/12 md.) Hazine ve Maliye Bakanlığı, gerekli gördüğü hallerde; mükelleflerin iş yeri ve adres
kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresleri ile il ve ilçelerin idari sınırlarına bağlı kalmaksızın
elektronik ortamda kurulanlar dahil olmak üzere vergi daireleri ve bölge bilgi işlem merkezleri
kurmaya, vergi dairelerine bağlı şubeler açmaya, vergi dairelerini diğer vergi dairelerinin şubesi
olarak belirlemeye, şubelerin yetki, görev ve sorumluluklarını tespit etmeye, vergi dairelerinin yetki
alanı ile vergi türleri, meslek ve iş grupları itibarıyla mükelleflerin bağlı olacakları vergi dairesini
belirlemeye, bağlı olunan vergi dairesi tarafından yapılan işlemlerin diğer vergi daireleri tarafından
yapılabilmesine ve vergi dairesince yapılan işlemlerin elektronik ortamda yapılmasına ilişkin usul
ve esasları belirlemeye, vergi dairesince bu Kanun ile diğer kanunlar kapsamında yapılan
işlemlerde elektronik imza, mühür veya onay kullandırmaya, vergi daireleri tarafından düzenlenen
ve vergi dairesince imzalanması gereken belgelerin Gelir İdaresi Başkanlığınca elektronik ortamda
imzalanmasına, mühürlenmesine veya onaylanmasına izin vermeye, elektronik imza, mühür veya
onayın kullanım usul ve esaslarını düzenlemeye yetkilidir. (Ek cümle:8/4/2022-7394/3 md.) Vergi
daireleri tarafından düzenlenen ve imzalanması gereken belgelerin, Gelir İdaresi Başkanlığınca
elektronik ortamda imzalanması, mühürlenmesi veya onaylanması durumunda belgeler vergi
dairesi tarafından imzalanmış, mühürlenmiş veya onaylanmış sayılır.(1)
Vergi mahremiyeti:
Madde 5 – Aşağıda yazılı kimseler görevleri dolayısiyle, mükellefin ve mükellefle ilgili
kimselerin şahıslarına, muamele ve hesap durumlarına, işlerine, işletmelerine, servetlerine veya
mesleklerine mütaallik olmak üzere öğrendikleri sırları veya gizli kalması lazımgelen diğer
hususları ifşa edemezler ve kendilerinin veya üçüncü şahısların nef’ine kullanamazlar;
1. Vergi muameleleri ve incelemeleri ile uğraşan memurlar;
2. (Değişik: 23/6/1982-2686/1 md.) Vergi mahkemeleri, bölge idare mahkemeleri ve
Danıştayda görevli olanlar;
3. Vergi kanunlarına göre kurulan komisyonlara iştirak edenler;
4. Vergi işlerinde kullanılan bilirkişiler.
Bu yasak, yukarıda yazılı kimseler, bu görevlerinden ayrılsalar dahi devam eder.
(Ek: 26/6/1964-485/1 Md.; Değişik: 30/12/1980-2365/2 md.) Ancak, vergi güvenliğini
sağlamak amacıyla Gelir Vergisi mükelleflerinin yıllık Gelir Vergisi, sermaye şirketlerinin
Kurumlar Vergisi beyanamelerinde gösterdikleri matrahları (zarar dahil) ve beyanları üzerinden
tarh olunan Gelir ve Kurumlar Vergileri ile mükelleflerin ad ve unvanları, bağlı oldukları vergi
dairelerince beyannamelerin verildiği yıl içinde dairenin münasip yerlerine asılacak cetvellerle ilan
olunur. Mükellefin bağlı bulunduğu teşekkül varsa, bu ilan orada da yapılır.
_______________
(1) 8/4/2022 tarihli ve 7394 sayılı Kanunun 3 üncü maddesiyle bu fıkraya “usul ve esasları belirlemeye”
ibaresinden sonra gelmek üzere “, vergi dairesince bu Kanun ile diğer kanunlar kapsamında yapılan
işlemlerde elektronik imza, mühür veya onay kullandırmaya, vergi daireleri tarafından düzenlenen ve
vergi dairesince imzalanması gereken belgelerin Gelir İdaresi Başkanlığınca elektronik ortamda imzalanmasına, mühürlenmesine veya onaylanmasına izin vermeye, elektronik imza, mühür veya onayın
kullanım usul ve esaslarını düzenlemeye” ibaresi eklenmiştir.
3476-1
(Ek: 22/7/1998-4369/1 md.) Mükelleflerin vergi tarhına esas olan beyanları, kesinleşen
vergi ve cezaları ile vadesi geçtiği halde ödenmemiş bulunan vergi ve ceza miktarları Maliye
Bakanlığınca açıklanabilir. Maliye Bakanlığı bu yetkisini mahalline devredebilir. Ayrıca, kamu
görevlilerince yapılan adlî ve idarî soruşturmalar ile ilgili olarak talep edilen bilgi ve belgeler ile
bankalara, yapacakları vergi tahsiline yönelik bilgiler verilebilir. Bu bilgilerin verilmesine ilişkin
usul ve esaslar Maliye Bakanlığınca belirlenir.Sahte veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge
düzenledikleri veya kullandıkları vergi inceleme raporuyla tespit olunanların, kanunla kurulmuş
mesleki kuruluşlarına ve 3568 sayılı Kanunla kurulan birlik ve meslek odalarına bildirilmesi vergi
mahremiyetini ihlal sayılmaz. Bu takdirde kendilerine bilgi verilen kişi ve kurumlar da bu maddede
yazılı yasaklara uymak zorundadırlar. Maliye Bakanlığı bilgilerin açıklanmasıyla ilgili usulleri
belirlemeye yetkilidir.(1)
(Ek: 26/6/1964-485/1 md.; Değişik: 30/12/1980-2365/2 md.) Gelir Vergisi mükellefleri
(Kazancı basit usulde tespit edilenler dahil) ile sermaye şirketleri her yıl Mayıs ayının son gününe
kadar vergi tarhına esas olan kazanç tutarları ile bunlara isabet eden vergi miktarlarını gösteren
levhayı almak zorundadırlar. İlan ve levhalara ilişkin diğer hususlar Maliye Bakanlığınca belli
edilir.(2)(3)
(Ek altıncı fıkra:14/10/2021-7338/13 md.) Gelir İdaresi Başkanlığının görev alanına
ilişkin işlerde hizmet alımı yoluyla çalıştırılanlar ile hizmet alımı yapılanların ortak ve yöneticileri
öğrendikleri sırlar ve gizli kalması gereken diğer hususlar açısından bu maddede yazılı yasaklara,
bu görevlerinden ayrılsalar dahi, uymak zorundadır.
(Ek fıkra: 21/3/2018-7103/8 md.) Kamu kurum ve kuruluşları tarafından ilgili kanunları
uyarınca mükelleflerden talep edilebilen, kurum ve kuruluşların görevleriyle doğrudan ilgili ve
görevlerinin ifası için zorunluluk ve süreklilik arz eden bilgilerin, bu kurum ve kuruluşlara verilmesi vergi mahremiyetinin ihlali sayılmaz. Bu durumda, kendilerine bilgi verilenler, bu maddede
yazılı yasaklara uymak zorunda olup, bu bilgilerin muhafazasını sağlamaya yönelik tedbirleri
almakla yükümlüdürler. Maliye Bakanlığı, bu fıkra uyarınca verilecek bilgilerin kapsamı ile bilgi
paylaşımına ilişkin usul ve esasları belirlemeye yetkilidir.
(Ek: 26/6/1964-485/1 md.; Değişik altıncı fıkra: 23/1/2008-5728/272 md.) Açıklanan bu
bilgiler ele alınarak mükelleflerin haysiyet, şeref ve haklarına tecavüz edilemez.
——————————
(1) 30/7/2003 tarihli ve 4962 sayılı Kanunun 17 nci maddesiyle, bu fıkrada yer alan “Ayrca, kamu
görevlilerince yapılan adli ve idari soruşturmalarla ilgili olarak talep edilen bilgi ve belgeler
verilebilir.“ ibaresi, “Ayrıca, kamu görevlilerince yapılan adlî ve idarî soruşturmalar ile ilgili
olarak talep edilen bilgi ve belgeler ile bankalara, yapacakları vergi tahsiline yönelik bilgiler
verilebilir. Bu bilgilerin verilmesine ilişkin usul ve esaslar Maliye Bakanlığınca belirlenir.”
Olarak değiştirilmiş ve metne işlenmiştir.
(2) Bu fıkrada yer alan “(Götürü usulde vergilendirilen mükellefler dahil)” ibaresi, 22/7/1998 tarih
ve 4369 sayılı Kanunun 81 inci maddesiyle “(Kazancı basit usülde tespit edilenler dahil)“
olarak değiştirilmiştir.
(3) 13/2/2011 tarihli ve 6111 sayılı Kanunun 82 nci maddesiyle, bu fıkrada yer alan “levhayı
merkezlerine, şubelerine, satış mağazalarına iş sahipleri ile mükellefler tarafından kolayca
okunup görünecek şekilde asmak zorundadırlar.” ibaresi “levhayı almak zorundadırlar.”
şeklinde değiştirilmiş ve metne işlenmiştir.
3476-2
(Ek: 4/12/1985-3239/1 md.; Mülga: 22/7/1998-4369/1 md.)
(Ek: 24/3/1988-3418/29 md.; Mülga: 22/7/1998-4369/1 md.)
(Ek: 26/10/1988-3482/6 md.; Mülga: 22/7/1998-4369/1 md.)
Yasaklar:
Madde 6 – (Değişik: 23/6/1982-2686/2 md.)
Beşinci maddede yazılı olanlar:
1. Kendilerine, nişanlılarına ve boşanmış olsalar bile eşlerine;
2. Kan veya sıhri usul ve füruuna, evlatlığına veya kendisini evlat edinene yahut kan
hısımlığında üçüncü (Bu derece dahil), sıhri hısımlıkta, bu hısımlığı meydana getiren evlenme
ortadan kalkmış olsa bile, üçüncü (Bu derece dahil) dereceye kadar olan civar hısımlarına;
3. Kanuni temsilcisi veya vekili bulundukları kimselere;
Ait vergi inceleme ve takdir işleriyle uğraşamazlar.
Vergi muameleleri ve incelemeleri ile vergi mahkemeleri, bölge idare mahkemeleri ve
Danıştayda görevli olanlar, mükelleflerin vergi kanunlarının uygulanması ile ilgili hesap, yazı ve
sair özel işlerini ücretsiz de olsa yapamazlar.
İdarenin yardımı:
Madde 7 – Bilümum mülkiye amirleri, emniyet amir ve memurları, belediye başkanları,
köy muhtarları ve kamu müesseseleri vergi kanunlarının uygulanmasında uygulama ile ilgili
memurlara ve komisyonlara ellerindeki bütün imkanlarla kolaylık göstermeye ve yardımda
bulunmaya mecburdurlar.
İKİNCİ BÖLÜM
Vergi Sorumluluğu
Mükellef ve vergi sorumlusu:
Madde 8 – Mükellef, vergi kanunlarına göre kendisine vergi borcu terettübeden gerçek
veya tüzel kişidir.
Vergi sorumlusu, verginin ödenmesi bakımından, alacaklı vergi dairesine karşı muhatap
olan kişidir.
Vergi kanunlariyle kabul edilen haller müstesna olmak üzere, mükellefiyete veya vergi
sorumluluğuna mütaallik özel mukaveleler vergi dairelerini bağlamaz.
Bu kanunun mütaakıp maddelerinde geçen “mükellef” tabiri vergi sorumlularına da
şamildir.
(Ek: 24/6/1994-4008/1 md.; Değişik: 25/5/1995-4108/1 md.) Türkiye Cumhuriyeti
tabiyetinde bulunan her gerçek kişi ile tüzel kişilere bir vergi numarası verilir. Bu hükmün
uygulanmasına ilişkin usul ve esasları tespit etmeye ve vergi numarasının kamu kurum ve
kuruluşları ile gerçek ve tüzel kişilerce yapılacak işlemlerle ilgili kayıtlarda ve düzenlenecek
belgelerde kullanılması mecburiyetini getirmeye Maliye Bakanlığı yetkilidir.
3477
Vergi ehliyeti:
Madde 9 – Mükellefiyet ve vergi sorumluluğu için kanuni ehliyet şart değildir.
Vergiyi doğuran olayın kanunlarla yasak edilmiş bulunması mükellefiyeti ve vergi
sorumluluğunu kaldırmaz.
Kanuni temsilcilerin ödevi:
Madde 10 – Tüzel kişilerle küçüklerin ve kısıtlıların, Vakıflar ve cemaatlar gibi tüzel
kişiliği olmıyan teşekküllerin mükellef veya vergi sorumlusu olmalarıhalinde bunlara düşen ödevler
kanuni temsilcileri, tüzel kişiliği olmayan teşekkülleri idare edenler ve varsa bunların temsilcileri
tarafından yerine getirilir.
(Değişik: 3/12/1988-3505/2 md.) Yukarıda yazılı olanların bu ödevleri yerine
getirmemeleri yüzünden mükelleflerin veya vergi sorumlularının varlığından tamamen veya kısmen
alınamayan vergi ve buna bağlı alacaklar, kanuni ödevleri yerine getirmeyenlerin varlıklarından
alınır. Bu hüküm Türkiye’de bulunmayan mükelleflerin Türkiye’deki temsilcileri hakkında da
uygulanır.
Temsilciler veya teşekkülü idare edenler bu suretle ödedikleri vergiler için asıl
mükelleflere rücu edebilirler.
Tüzel kişilerin tasfiye haline girmiş veya tasfiye edilmiş olmaları, kanuni temsilcilerin
tasfiyeye giriş tarihinden önceki zamanlara ait sorumluluklarını da kaldırmaz.
(Ek fıkra: 21/3/2018-7103/9 md.) Tasfiye edilerek tüzel kişiliği ticaret sicilinden silinmiş
olan mükelleflerin, tasfiye öncesi ve tasfiye dönemlerine ilişkin her türlü vergi tarhiyatı ve ceza
kesme işlemi, müteselsilen sorumlu olmak üzere, tasfiye öncesi dönemler için kanuni temsilcilerden, tasfiye dönemi için tasfiye memurlarından herhangi biri adına yapılır. Limited şirket ortakları,
tasfiye öncesi dönemlerle ilgili bu kapsamda doğacak amme alacaklarından şirkete koydukları
sermaye hisseleri oranında sorumlu olurlar. Şu kadar ki bu fıkra uyarınca tasfiye memurlarının
sorumluluğu, tasfiye sonucu dağıtılan tutarla sınırlıdır.
(Ek fıkra: 21/3/2018-7103/9 md.) Beşinci fıkra kapsamına girmeyen tüzel kişilerin tüzel
kişiliklerinin veya tüzel kişiliği olmayan teşekküllerin sona ermesi halinde, sona erme tarihinden
önceki dönemlere ilişkin her türlü vergi tarhiyatı ve ceza kesme işlemi, müteselsilen sorumlu olmak
üzere, tüzel kişiliği olanların kanuni temsilcilerinden, tüzel kişiliği olmayan teşekküllerde ise bunları idare edenler (adi ortaklıklarda ortaklardan herhangi biri) ve varsa bunların temsilcilerinden
herhangi biri adına yapılır.
3478
Vergi kesenlerin sorumluluğu:
Madde 11 – Yaptıkları veya yapacakları ödemelerden vergi kesmeye mecbur olanlar,
verginin tam olarak kesilip ödenmesinden ve bununla ilgili diğer ödevleri yerine getirmekten
sorumludurlar.
Bu sorumluluk, bunların ödedikleri vergilerden dolayı asıl mükelleflere rücu etmek hakkını
kaldırmaz.
(Ek: 4/12/1985-3239/2 md.) Mal alım ve satımı ve hizmet ifası dolayısiyla vergi kesintisi
yapmak ve vergi dairesine yatırmak zorunda olanların, bu yükümlülükleri yerine getirmemeleri
halinde verginin ödenmesinden, alım satıma, taraf olanlar, hizmetten yararlananlar ve aralarında
doğrudan veya hısımlık nedeniyle ya da sermaye, organizasyon veya yönetimine katılmak veya
menfaat sağlamak suretiyle dolaylı olarak ilişkide bulunduğu tespit olunanlar müteselsilen
sorumludurlar.(1)
(Ek: 4/12/1985-3239/2 md.) Ancak üçüncü fıkrada belirtilen müteselsilen sorumluluk mal
üreten çiftçiler ile nihai tüketiciler için söz konusu değildir.
(Ek: 24/3/1988-3418/30 md.) Maliye ve Gümrük Bakanlığı zirai ürünlerin (işlenmiş
olanlar dahil) alım ve satımına aracılık eden kuruluşlar ile Ticaret Borsalarını bu mahsullerin satın
alınması sırasında yapılacak vergi tevkifatından müteselsilen sorumlu tutmaya, sözkonusu ürünlerin
satışı dolayısıyla yapılacak vergi tevkifatının hangi safhada yapılacağını her bir ürün için ayrı ayrı
belirlemeye yetkilidir. Maliye ve Gümrük Bakanlığı tarafından belirlenen safhadan önceki
safhalarda tevkif yoluyla alınan vergiler iade edilmez ve süresinde ilgili vergi dairesine yatırılır.
——————————
(1) Bu fıkrada yer alan, “..alım satıma taraf olanlar ile hizmetten yararlanan lar, aralarında
zımnen dahi olsa irtibat olduğu tespit olunanlar…” ibaresi, 22/7/1998 tarih ve 4369 sayılı
Kanunun 81 inci maddesiyle metne işlendiği şekilde değiştirilmiştir.
3478-1
(Ek: 4/12/1985-3239/2 md.) Müteselsil sorumluluğun şartları, sınırları ve bu konuya
ilişkin usul ve esaslar Maliye ve Gümrük Bakanlığınca belirlenir.
(Ek fıkra: 20/8/2016-6745/9 md.) Cumhurbaşkanı, ödeme yapılan kişilerin mükellef olup
olmamasına, ödeme yapan veya ödemeye aracılık edenlerin vergi kanunlarına göre vergi kesintisi
yapmak zorunluluğu bulunup bulunmamasına, ödemenin konusunun mal veya hizmet alım satımı
olup olmamasına, elektronik ortamda gerçekleştirilip gerçekleştirilmemesine, ödeme yapılanın bu
tutarı vergi matrahının tespitinde indirim konusu yapıp yapmamasına bakılmaksızın, vergiye tabi
işlemlere taraf veya aracı olanlara vergi kesintisi yaptırmaya, iş grupları, iş nevileri, sektörler ve
emtia grupları itibarıyla, vergiye tabi işlemle ilgili, vergi kanunlarında belirtilen alt ve üst limitler
arasında olmak şartıyla, farklı kesinti oranları tespit etmeye yetkilidir. (1)
Mirasçıların sorumluluğu:
Madde 12 – Ölüm halinde mükelleflerin ödevleri, mirası reddetmemiş kanuni ve mansup
mirasçılarına geçer.Ancak, mirasçılardan herbiri ölünün vergi borçlarından miras hisseleri
nispetinde sorumlu olurlar.
Mücbir sebepler:
Madde 13 – Mücbir sebepler:
1. Vergi ödevlerinden her hangi birinin yerine getirilmesine engel olacak derecede ağır
kaza, ağır hastalık ve tutukluluk;
2. Vergi ödevlerinin yerine getirilmesine engel olacak yangın, yer sarsıntısı ve su basması
gibi afetler;
3. Kişinin iradesi dışında vukua gelen mecburi gaybubetler;
4. Sahibinin iradesi dışındaki sebepler dolayısiyle defter ve vesikalarının elinden çıkmış
bulunması;
gibi hallerdir.
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
Süreler
Kanuni ve idari süreler:
Madde 14 – (Değişik: 23/6/1982-2686/3 md.)
Vergi muamelelerinde süreler vergi kanunları ile belli edilir.
Kanunda açıkça yazılı olmayan hallerde 15 günden aşağı olmamak şartıyla bu süreyi,
tebliği yapacak olan idare belirler ve ilgiliye tebliğ eder.
––––––––––––––––
(1) 2/7/2018 tarihli ve 700 sayılı KHK’nin 46 ncı maddesiyle, bu fıkrada yer alan “Bakanlar Kurulu” ibaresi “Cumhurbaşkanı” şeklinde değiştirilmiştir.
3479
Mücbir sebeplerle gecikme:
Madde 15 – 13 üncü maddede yazılı mücbir sebeplerden her hangi birinin bulunması
halinde bu sebep ortadan kalkıncaya kadar süreler işlemez. Bu takdirde tarh zamanaşımı işlemiyen
süreler kadar uzar.
Bu hükmün uygulanması için mücbir sebebin malüm olması veya ilgililer tarafından ispat
veya tevsik edilmesi lazımdır.
(Ek fıkra: 28/12/2001-4731/4 md.; Değişik üçüncü fıkra: 16/7/2004-5228/1 md.)
Maliye Bakanlığı, mücbir sebep sayılan haller nedeniyle; bölge, il, ilçe, mahal veya afete
maruz kalanlar itibarıyla mücbir sebep hali ilân etmeye ve bu sürede vergi ödevlerinden yerine
getirilemeyecek olanları tespit etmeye yetkilidir. Bu yetki vergi türleri ve işyerleri itibarıyla;
beyannamelerin toplulaştırılması, yeni beyanname verme süreleri belirlenmesi ve beyanname
verme zorunluluğunun kaldırılması şeklinde de kullanılabilir.
Ölüm halinde sürenin uzaması:
Madde 16 – (Değişik: 23/6/1982-2686/4 md.)
Vergi kanunlarında hüküm bulunmayan hallerde ölüm dolayısıyla mirasçılara geçen
ödevlerin yerine getirilmesinde bildirme ve beyanname verme sürelerine üç ay eklenir.
Mühlet verme:
Madde 17 – (Değişik birinci fıkra: 16/7/2004-5228/2 md.) Zor durumda bulunmaları
hasebiyle vergi muamelelerine müteallik ödevleri süresi içinde yerine getiremeyecek olanlara,
kanunî sürenin bir katını, kanunî sürenin bir aydan az olması halinde bir ayı geçmemek üzere,
Maliye Bakanlığınca münasip bir mühlet verilebilir.
Bu mühletin verilebilmesi için:
1. Mühlet istiyen sürenin bitmesinden evvel yazı ile istemde bulunmalıdır.
2. İstemde gösterilen mazeret, mühlet verecek makam tarafından kabule layık görülmelidir.
3. Mühletin verilmesi halinde verginin alınması tehlikeye girmemelidir.
(Değişik üçüncü fıkra: 16/7/2004-5228/2 md.) Maliye Bakanlığı mühlet verme yetkisini
tamamen veya kısmen mahalline devredebileceği gibi bölgeler, iller, ilçeler veya sektörler ile iş
kolları ya da mükellef grupları itibarıyla yazılı başvuru şartı aramaksızın da kullanabilir.
Sürelerin hesaplanması:
Madde 18 – Vergi kanunlarında yazılı süreler aşağıdaki şekilde hesaplanır:
1. Süre gün olarak belli edilmişse başladığı gün hesaba katılmaz ve son günün tatil saatinde
biter;
2. Süre hafta veya ay olarak belli edilmişse başladığı güne son hafta veya ayda tekabül
eden günün tatil saatinde biter. Sürenin bittiği ayda, başladığı güne tekabül eden bir gün yoksa süre
o ayın son gününün tatil saatinde biter;
3. Sonu belli bir gün ile tayin edilen sürelerde, süre o günün tatil saatinde biter;
4. Resmi tatil günleri süreye dahildir. Şu kadar ki, sürenin son günü resmi tatile rastlarsa
tatili takibeden ilk iş gününün tatil saatinde biter.

YORUM GÖNDERYorum yapabilmek için üye olmanız gerekmektedir, üye olmak için tıklayınız.